Elbetteki
yalnız gitmedim tatile,öyle bir tarzım yok her ne kadar yalnızlığımi ve yalnız
alanimi sevsem de yanımda arkadaşlarım veya sevdiklerimle tatil yapmak bana her
zaman yalnız bir tatilden daha eğlenceli gelmiştir ki bu Lizbon tatili de aynen
öyle oldu. En son sadece kendimi düşüneceğim bir tatili ne zaman yaptığımı
sorduğumda kendime bayagi bir yıllar önceymis. Üniversite yillarindaymis benim
en son sadece kendimi düşünerek yaptığım tatil.
Yola çıkarken
kendimi sorguladim çok ,dogru mu yapıyordum iki minik adamı bırakıp gitmek iyi
bir fikirmiydi ama en büyük destekcim olan eşime güvendim.Düzenin ben
varkenkinden farklı olmayacağını çok daha aylar önce hemde çocukların ikiside
hastayken ben hastanedeyken bana kanıtlamıştı ,sınavı çoktan vermişti bensizde
islerin yolunda gidecegini kanıtlamıştı.Ama yine de son gün anneme anne
gitmesemeydim derken yakaladım kendimi,o da bana yabancıya mi bırakıyorsun
çocukları ,babalarıyla birlikteler git tadını çıkar deyince içim az da olsa
rahatladı ve ilk kez sadece kendim için bir valiz hazırlayıp,düştüm
arkadaşlarımla yollara.
Amacımız bir
arkadaşımizin bekarlığa vedasini kutlamakti ve üç iki çocuk annesi,bir gelin
adayı ve bir de bekar isvicreli bir arkadaşımızla 5 kadin güzel bir tatile
yelken açtık.
Lizbon çok
güzel bir şehir,kaldığımız üç gün boyunca tarihi turda yaptık bos bos tur
otobüsünde yolculukta.Fiyatları Avrupadaki hemen hemen bütün şehirlerden daha
uygun ,yemek,taksi ,kıyafet aklınıza ne gelirse hepsi çok uygun.Biz de 5
kafadar hem alışveriş,hem yemek herşeyin güzelce elimizden geldiğince tadını
çıkardık.
Çocukları çok
özledim evet hatta son gün burnumun direği sızladi özlemden,ama gerçekten de
insanın yalnız kalmaya,sadece kendini düşünmeye,ne yiyeceğini ,ne giyeceğini
düşünmeye ,dikkatini sadece kendine vermeye çok ama çok ihtiyacı
oluyormuş.Biraz bize verilmiş ya da kendimizin seçtiği rollerden sıyrılıp
,kendimize bakmaya ihtiyacımız varmış.Bu bencillikse evet bu bencillige ihtiyaç
var ,bu çocuklarını sevmemek ya da onları önemsememek de değilmiş. Çünkü
yaşamın içinde üzerimize aldığımız eş,anne ,is kadını rollerinde ne yemek
istediğimizi,ne içmek istediğimizi ya da en basitinden ne giymek istediğimizi
hiç düşünmeden otomatik karar veriyormusuz çoğu zaman zamansizliktan.Ayrıca
bütün bir gece herhangi bir bağırma ağlama olmadan gerçekten deliksiz
uyuyabilmis olmak ,aslinda hiç düsünmeden yaşarken hiç üstünde durmadan nelerin
hayatımızda değiştiğini bir kere daha göstermiş oldu bana.Bütün bu rollerden
sıyrılıp içimizdeki kız çocuğuna ulaştığımızda huzuru yakaliyormusuz.
Döndüğümde
birçok yükten siyrilmistim evet yine aynı kosturmaca icinde belkide bir haftada
eski hali alacak manzara ama olsun bu deneyim yaşanmaya değerdi.Hiçbirşey
yapamiyorsanizda kendinize bir kahve söyleyin ve güzel bir müzik açıp gencliginizi
düşünün.Sadece yalnız olduğunuz zamanları o günlere gitmek bile size iyi
gelecek eminim.
Gezenti
Oğlan anasi
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen