Dienstag, 5. Mai 2015

Bir annenin yalnız tatil macerasi

Elbetteki yalnız gitmedim tatile,öyle bir tarzım yok her ne kadar yalnızlığımi ve yalnız alanimi sevsem de yanımda arkadaşlarım veya sevdiklerimle tatil yapmak bana her zaman yalnız bir tatilden daha eğlenceli gelmiştir ki bu Lizbon tatili de aynen öyle oldu. En son sadece kendimi düşüneceğim bir tatili ne zaman yaptığımı sorduğumda kendime bayagi bir yıllar önceymis. Üniversite yillarindaymis benim en son sadece kendimi düşünerek yaptığım tatil.
Yola çıkarken kendimi sorguladim çok ,dogru mu yapıyordum iki minik adamı bırakıp gitmek iyi bir fikirmiydi ama en büyük destekcim olan eşime güvendim.Düzenin ben varkenkinden farklı olmayacağını çok daha aylar önce hemde çocukların ikiside hastayken ben hastanedeyken bana kanıtlamıştı ,sınavı çoktan vermişti bensizde islerin yolunda gidecegini kanıtlamıştı.Ama yine de son gün anneme anne gitmesemeydim derken yakaladım kendimi,o da bana yabancıya mi bırakıyorsun çocukları ,babalarıyla birlikteler git tadını çıkar deyince içim az da olsa rahatladı ve ilk kez sadece kendim için bir valiz hazırlayıp,düştüm arkadaşlarımla yollara.
Amacımız bir arkadaşımizin bekarlığa vedasini kutlamakti ve üç iki çocuk annesi,bir gelin adayı ve bir de bekar isvicreli bir arkadaşımızla 5 kadin güzel bir tatile yelken açtık.
Lizbon çok güzel bir şehir,kaldığımız üç gün boyunca tarihi turda yaptık bos bos tur otobüsünde yolculukta.Fiyatları Avrupadaki hemen hemen bütün şehirlerden daha uygun ,yemek,taksi ,kıyafet aklınıza ne gelirse hepsi çok uygun.Biz de 5 kafadar hem alışveriş,hem yemek herşeyin güzelce elimizden geldiğince tadını çıkardık.

Çocukları çok özledim evet hatta son gün burnumun direği sızladi özlemden,ama gerçekten de insanın yalnız kalmaya,sadece kendini düşünmeye,ne yiyeceğini ,ne giyeceğini düşünmeye ,dikkatini sadece kendine vermeye çok ama çok ihtiyacı oluyormuş.Biraz bize verilmiş ya da kendimizin seçtiği rollerden sıyrılıp ,kendimize bakmaya ihtiyacımız varmış.Bu bencillikse evet bu bencillige ihtiyaç var ,bu çocuklarını sevmemek ya da onları önemsememek de değilmiş. Çünkü yaşamın içinde üzerimize aldığımız eş,anne ,is kadını rollerinde ne yemek istediğimizi,ne içmek istediğimizi ya da en basitinden ne giymek istediğimizi hiç düşünmeden otomatik karar veriyormusuz çoğu zaman zamansizliktan.Ayrıca bütün bir gece herhangi bir bağırma ağlama olmadan gerçekten deliksiz uyuyabilmis olmak ,aslinda hiç düsünmeden yaşarken hiç üstünde durmadan nelerin hayatımızda değiştiğini bir kere daha göstermiş oldu bana.Bütün bu rollerden sıyrılıp içimizdeki kız çocuğuna ulaştığımızda huzuru yakaliyormusuz.
Döndüğümde birçok yükten siyrilmistim evet yine aynı kosturmaca icinde belkide bir haftada eski hali alacak manzara ama olsun bu deneyim yaşanmaya değerdi.Hiçbirşey yapamiyorsanizda kendinize bir kahve söyleyin ve güzel bir müzik açıp gencliginizi düşünün.Sadece yalnız olduğunuz zamanları o günlere gitmek bile size iyi gelecek eminim.

Gezenti

Oğlan anasi

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen